Sırbistan’da Sonbahar
Sırp mutfağı, tıpkı Sırbistan’ın kendisi gibi – Doğu ile Batı’nın kesişiminde, komşuların etkileri ve kendi yaratıcılığı ile zenginleşmiştir. Ülke boyunca yapılan bir yolculuk, Vojvodina ovalarından Güney’in dağ köylerine kadar renkli bir lezzet yelpazesini ortaya çıkarır. Sofra, gelenekten, misafirperverlikten ve basit ama unutulmaz zevklerden bahseder.

Kaymak

Ajvar

Proja

Gibanica
Fetheden bir meze
Bir Sırp sofrası kurulduğunda, misafirler ilk lokmada büyüleyen kokulu ikramlarla karşılaşır. Kaymak, kremsi süt ürünü, yabancıların daima merakını uyandırır; közlenmiş kırmızı biberden yapılan ajvar ise rengi ve güçlü tadıyla büyüler. Masada genellikle mütevazı mısır ekmeği proja’nın sıcak dilimleri ve peynirli börek olan sulu gibanica bulunur; kokusu bile keyif vaat eder.

İçeceklerden keyif almak
Hiçbir Sırp sofrası, ona eşlik eden içecekler olmadan tamamlanmış sayılmaz. Öncelikle rakija gelir – bir bardakta meyve senfonisi, kokusu ve sıcaklığı her kutlamayı ve buluşmayı taçlandırır. Daha yavaş tempoda yemek yemeyi sevenler için Sırp bağlarının şarapları zengin aromalar sunar – Fruška Gora’nın beyazlarından, Župa ve Negotin’in güçlü kırmızılarından.

Tatlı bir final
Hiçbir sonbahar sofrası tatlı bir final olmadan düşünülemez. Ağızda eriyen küçük vanilice kurabiyeleri aile kutlamalarını hatırlatırken, haşhaş, ceviz veya vişne ile doldurulmuş ştrudeller sofrayı süsler. Sırbistan’ın farklı bölgelerinde, şeker şerbetinde bekletilen sulu urmašice veya kat kat zengin baklavalar – Osmanlı mutfağından miras – sofraya eklenir.

Buluşturan bir tat
“Sonbahar Sofrası” sadece gastronomik bir deneyim değil, aynı zamanda kültür ve gelenekler arasında bir yolculuktur. Her yemeğin kendi hikâyesi, her yudumun kendi karakteri vardır ve her lokma yakınlık duygusu uyandırır. Sofraya oturan yolcu, yaşayan bir geleneğin parçası olur ve tatlar – kuzeyden güneye – farklı bölgeleri sıcak ve misafirperver bir bütün hâline getirir.