Roma'nın Ulpiana kentinin kalıntıları, Gračanica Manastırı’na sadece bir kilometre uzaklıktaki Gradina arkeolojik alanında keşfedilmiştir. Kosova ve Metohija alanları Roma ve Erken Bizans dönemlerinin en önemli arkeolojik sit alanlarıdır.
Şehrin, 98’den 118’e kadar hüküm süren Marcus Ulpius Nerva Traianus döneminde kurulduğuna inanılmaktadır. Ulpiana, iyi korunmuş binaların ve bulunan eserlerin tanık olduğu gibi, yüzyıllar boyunca birkaç aşamada gelişmiştir.
Elverişli durumu ve yakındaki madenlerden çıkarılan mineraller Ulpiana'nın hızlı gelişmesine ve bölgenin siyasi, ekonomik, dini ve kültürel merkezi haline gelmesine sebep oldu. M.S. 3. ve 4. yüzyıllarda gücünün doruğundayken, Ulipiana'ya “Municipium” statüsü verildi ve Municipium Ulpiana Splendissima olarak yeniden adlandırıldı.
4. asırda şehri yerle bir eden deprem, gelişiminde bir dönüm noktası oldu. İmparator Justinianus, yüzyıl ortalarında şehri yeniden inşa etti ve adını Justiana Secunda olarak değiştirdi, ancak Avarlar ve Slavların akınları sırasında, 6. ve 7. yüzyılın başlarında bir kez daha yok edildi.
Ulpiana, kalıntıları hala görülebilen dikdörtgen bir zemin planı üzerine inşa edilmiş duvarlarla çevrilidir. Şehrin kuzeyinde ve batısında nekropoller varken, kuzeydoğuya bir kastrum dikilidir. Kuzey nekropolünün ve savunma kulelerinin olduğu kuzey kapısının sadece bazı bölümleri hala ayaktadır.
Antik şehir surlarının içinde, 6. yüzyılda inşa edilmiş erken bir Hristiyan kilisesinin kalıntıları, mermer lahitli bir anıt, iki Roma hamamı ve bir Türk hamamı bulunmaktadır. Ulpiana'nın yerinde yüzlerce metrekarelik zarif güzelliği ve değerli mozaikleri de keşfedildi. Ulpiana'nın en büyük keşfi ve gerçek bir mücevheri, dört yüzyıllık bir vaftizhanesi olan bazilikadır. Kilisenin, 2. yüzyılda burada yaşayan ve ölen aziz Florus ve Laurus'a ithaf edildiğine inanılmaktadır.
Ulpiana, şu anda Kosova'daki Birleşmiş Milletler Geçici Misyonu tarafından yönetilen Kosova ve Metohija Özerk Eyaleti'nde yer almaktadır.